Vali Şerif Yılmaz, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik günü dolayısıyla Burdur’da düzenlenen programların bir bölümünden sonra Bucak İlçesine geçerek, Bucak Meydanında 15 Temmuz etkinliklerini sürdüren Bucaklılarla bir araya geldi.
Düzenlenen etkinlikte Bucaklılara hitap eden Vali Yılmaz, geçen yıl 15 Temmuz sürecinde Bucak Demokrasi nöbetlerine sık sık katılarak Burdur’un en büyük ilçesine verdiği değeri ve önemi göstermişti.
15 Temmuz’un seneyi devriyesinde yine Bucaklıları yalnız bırakmayan Vali Yılmaz, Bucaklılara hitap ederek duygu ve düşüncelerini kendileri ile paylaştı.
Vali Yılmaz Bucak Meydanında yaptığı konuşmasında;
O geceyi bir yıl önce yaşadık, o gece uzun ve karanlık bir gecenin sabahında ama çok şükür Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, Emniyet Teşkilatımızın içindeki asil yiğit evlatlarımızın sayesinde ve özellikle gerek yurt dışında gerek Anadolu coğrafyasında gerekse gönül coğrafyamızda bulunan kardeşlerimizin duasıyla ve meydanları dolduran siz kardeşlerimizle beraber hain darbe girişimini püskürttük, sabahın aydınlığında o hainlerin hak etmedikleri o üniformaları üzerlerinden çıkartarak çıplak bir şekilde adalete teslim ettik. Cenabı hak hamdolsun bugünleri yaşattı bize.
Bizim bugünleri yaşamamıza vesile olan 250 şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum, Ailelerine sabırlar diliyorum şükranlarımı ifade ediyorum. Yine 2 Binin üzerinde gazimiz var ben gazilerimizin daha fazla olduğunu düşünüyorum bence o gece meydanlara inen tüm kardeşlerimiz gazidir. Biz onların sayesinde buradayız. Bugün bayrağımız başımızın üzerinde dalgalanıyor onların sayesinde, biraz önce selalarımız okundu onların sayesinde, ezanlarımızın okunuyor onların sayesinde, bize umut bağlayan gönül coğrafyamızdaki insanlar huzur içerisindeler. Bunların hepsi demokrasisine devletine sahip çıkan şehitlerimiz, gazilerimiz ve milletimiz sayesinde.
O gece ümmetin son kalesi olan devletimiz için, gönül coğrafyamızdaki insanlar dua etti. O gece hiçte alışık olmadığımız Kabe’de namaz sırasında bu millet için dua edildi. Çünkü bu millet, ümmetin beklentisine geleceğine öncülük eden asil ve necip bir millet. Bu millet ümmetin son kalesi, son kalede giderse ümmetin dağılacağını biliyorlardı. Onun için gece namazında milletimiz için dua ettiler. O dualar sayesinde buradayız.
Bugün gündüz Karamanlı’ya gittim. Belki duymuşsunuzdur 90 yaşındaki yürümekten aciz yaşlı Emine anamız, 15 Temmuz darbe girişimi ve şehitlerimizin olduğunu duyunca eşeğine binip Karamanlı Meydanına geliyor. Nasıl Nene Hatunlarımız, Şerife bacılarımız varsa, bugünde hamdolsun Emine analarımız, bacılarımız, teyzelerimiz var, amcalarımız, dedelerimiz var. Dua eden büyüklerimiz var. Ama o gece 90 yaşındaki Emine Anamız meydana giderken birileri de benzinliklere depolarını doldurmaya gidiyordu. Marketlere gidip darbe ihtilal olursa aç kalırız diye hesap ediyordu. Birileri kaçacak delik arıyordu. Birileri lambaları söndürüp evde olduğu bilinmesin istiyordu. Ama bu millet meydanlara gitti tankların altına yattı, kurşunlara göğüs gerdi, tişörtünü çıkarıp takların egzozunu tıkamaya çalıştı. Tüm bunlar yaşanırken şehitlerimiz, gazilerimiz oldu ama bilin ki eğer o gün bu millet Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu direnişi göstermemiş olsaydı. Bugün ne tankımız, ne topumuz, ne bayrağımız nede ezanımız vardı.
Bunu niye söylüyorum, o gün içerideki taşeronlar bu eylemi gerçekleştirirken işbirlikçileri sınırda gerekli tahkimatı yaptılar. O tahkimat işgal başarılı olacak ve bunlar sınırlarımız içerisine müdahale edeceklerdi. Çünkü bunlar 40 yıldan beri PKK terör örgütü ile doğu ve güneydoğu anadolu bölgemizi bölmeye çalışıyorlar. Milletimizi parçalamaya çalıştılar, kardeşliğimize haince saldırdılar. Ama benim kürt kardeşim bunların oyununa gelmedi.
Ama bunlar hiç bir zaman tekin durmadılar. Bunlar 17/25 Aralık hain yargı darbesini yapmaya kalktılar. Milletin hakkını gasp ederek, soruları çalarak, evlatlarını çalarak yargı cübbesini üzerine giydirip adaletin bozulmasını sağladılar. Bu haksız bir şekilde insanlara iftira atmak suretiyle insanları haksız şekilde içeriye atmaya başladılar. Nasıl İstiklal mahkemelerinde yazmış olduğu kitaptaki görüşleri daha sonra yeni yazılmış gibi göstererek asmış oldukları İskilipli Atıf Hoca gibi. Bunlarda insanlara iftira, çamur atmak suretiyle insanların en mahrem yerlerine girmek suretiyle bu hainlikleri yaptılar. Bunlarla devletimizi ve milletimizi bölmeye birilerine peşkeş çekmeye çalıştılar başarılı olamadılar. Yine bu millet, Sayın Cumhurbaşkanımızın dik duruşuyla yargı darbesinide bertaraf etti. Onun akabinde yine 15 Temmuz hain darbe girişimini yapmaya çalıştılar. Bunda da başarılı olamayınca yine yetinmediler ülkenin ekonomik olarak batmasına parçalanmasına bölünmesine insanlar arasındaki güven ortamı ve huzurun bozulmasına uğraştılar içerden ve dışardan. Ama bu asil ve necip millet yine tek vücut oldu. Bu ekonomik ambargo dahil olmak üzere elinin tersiyle ittirdi.
Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu istihdam seferberliği ile beraber Türkiye’de herkes aşını da işini de paylaşmaya başladı. Burdur’da 2017 için 3 bin kişi hedefliyorduk. Geçtiğimiz Cuma gününe kadar 4 bin 500 üzerinde insan istihdam edildi. Ben tüm iş adamlarımıza teşekkür ediyorum. Dar günümüzde insanlarımızın yanında olan herkese teşekkür ediyorum bu işgal girişimi biz bu Anadolu topraklarında olduğumuz sürece, biz büyümeye gelişmeye devam ettiğimiz sürece devam edecek. Çünkü 100 yıl önce Çanakkale de başlayan işgal girişimi 250 bin şehidimizle püskürtülmüşse onu planlayanalar 100 yıl sonra aynı oyunu oynamaya kalkıyorlar. Aynı oyunu oynuyorlar o gün eğer Çanakkale’den geçselerdi Türkiye Cumhuriyeti yoktu bugün. Çanakkale Türkiye’nin önsözüdür. Önsözü olmayan bir kitap olmaz. O gün orada bu ülkenin topraklarını savunan bugün gönül coğrafyası dediğimiz o gün Osmanlı devletinin sevk ve idaresinde yönetilen Saray Bosna’sından, Musulu’na, Selaniğine, Kerkük’üne, Halep’ten Yemen'ine kadar tüm bu gönül coğrafyasından gelen kardeşlerimizle beraber haçlı ittifakına karşı tek bir yürek olarak omuz omuza savaştık.
Bugün biz Halep’te söz söylemek durumunda isek Çanakkale deki yatan şehitlerimizin hatırınadır. Eğer biz bugün Musul’u konuşuyor isek Çanakkale de yatan şehitlerimizdendir. Saraybosna ile ilgili konuşmamız orada bulunmamız gerekiyorsa, Çanakkale’de bulunan şehitlerin hatırınadır. Tarihi bilmeyenler kitap okumuyorsanız dahi gidin Çanakkale’deki şehitliği bir görün bu toprakları savunmak için Yemen'den Halep’ten gelen kardeşini gör Selanik’ten Bosna’dan gelen kardeşini gör. Şamdan, Musul’dan Kerkük’ten gelen kardeşini gör. Burdur'lu kardeşiyle kucak kucağa yatıyorlar. Oraları bilmeyenler gönül coğrafyamızdaki o paylaşımın sadece orada kalacağını sanıyorlar.
Bugün Irak’ta Suriye’de oynanan oyunun aynısını 15 Temmuz’da Türkiye’de oynamak istediler. 100 yıl önce başaramayanlar 100 yıl sonra tekrar yeniden harita çizme hedefindeler. İnsanları bölüp parçalayıp kendilerine kul köle yapmaya çalışıyorlar. Bunu kendi yetiştirdikleri köpeklerle yapıyorlar. Ben avcıyım çoğu hemşehrilerim bilir köpek ekmek verene kendine sahip çıkana hizmet eder.
Bu köpekler Dışişleri Bakanlığındaki Suriye ile ilgili yapılan en üst düzey toplantıdaki gizli görüşmeyi kime verdiklerini söylesinler, bu köpekler MİT tırları ile ilgili aldıkları bilgileri nereden aldıklarını anlatsınlar. Hangi emirle bunu durdurduklarını anlatsınlar. Anlatmaktan çekinenler sahiplerinin yanına kaçıyor. Bunlarda şuan sahiplerinin yanındalar. Almanya Cumhurbaşkanı’nın yanında en üst seviyede itibar görüyorlar. Benim Cumhurbaşkanıma meydanda konuşma hakkı vermeyen benim Bakanlarıma konuşturmayanlar bunları ağırlıyorlar neden köpek sahibinin yanına giderde ondan. Bu köpekler onlara hizmet etmeyi sürdürdüğü sürece bunları bize vermeyecekler. Eğer suçsuz olduğuna inanıyorsan, Türkiye de adalet var gelirsiniz bağımsız yargıya hesap verirsiniz.
Bizim 15 Temmuz sonrası meydanlarda söylediğimiz şuydu bu örgüt mensupları kim olursa olsun gidecek adaletin önündü hesap verecekler. Hatta Özellikle FETÖ ile ilgili ilimizde 15 Temmuz öncesi yaptığımız çalışmalarda ve değerlendirmelerde 70 kişi hakkında bu örgütün yapılanmasını oluşturduğu düşünülüyordu. İddianamesi hazırlandı ve dava açılmak üzereydi ki 15 Temmuz Hain Darbe Kalkışması oldu. İş sil baştan bir daha başladı. O tarihlerdeki bizim bilebildiğimiz devletin bütün verilerini sıfırladılar devletin elindeki bilgileri köpeklik ettikleri sahiplerine verdiler. O hainler içimizden bunu yaptılar bunu bilemedik, göremedik, anlayamadık.
15 Temmuz sonrası Burdur geneliyle ilgili 2 Bini aşkın kişi hakkında adli işlem yapıldı. Tutuklu sayısı 300’ün üzerinde, 70 kişiye mahkûmiyet kararı verildi örgüt üyeliğinden dolayı. Yine bu dönem içerisinde 981 kamu personelini açığa aldık, bunlardan 385 kamu görevlisini görevine iade ettik. 180 kişi hala açıkta dünkü KHK ile birlikte toplamda 422 kişi ihraç edildi. Bugüne kadar 4 kişi görevine iade edildi.
FETÖ ve PKK terör örgütü bu ülkeden temizleninceye, kökü kazanıncaya kadar hem idari, hem adli boyutta bu mücadele devam edecek. Bunun gerçekleşmesi içinde gerek emniyet ve jandarma gerek yargıdaki savcı ve hakimlerimiz kılı kırk yarmak suretiyle hakkın ve adaletin tecellisi için gece gündüz çalışıyor. Hiçbir kimseye iftira ile birinin sözüyle, birinin hatırıyla işlem yapılmıyor. Yaptığımız her işi yarın Allah’ın huzurunda da hesap vereceğimizi bilerek yapıyoruz. Tüm arkadaşlarımız kul hakkı yememek için azami derecede özen gösteriyor. Onun içinde bazı iş ve işlemler uzun sürüyor ama bilin ki bunu yapanlar adaletin önünde tek tek hesap verecekler. Bunu yapamazsak bilin ki 250 şehidimiz bunun hesabını bize sorar. Biz bunun hesabını soramazsak gazilerimiz sorar, onun içinde bu yargılama ve idari işlemler daha devam ediyor bundan sonrada devam edecek. Bunların kökü kazınıncaya kadar devam edecek.
Bu işlemler devam ederken merkezde de söyledim, bu örgütün içende bulunup sorumluluk üstlenmiş öncülük etmiş kişiler var. Bunlar hakkında da işlem başlattık yalnız sadece PKK ve FETÖ değil tüm terör örgütlerine uygulanan etkin pişmanlık yasası var. Etkin pişmanlık yasasındaki amaç şudur. Biraz önce söyledim bizim devlet kayıtlarımızı bizden alıp başkalarına veren bu hainler bu örgütlerle ilgili istihbarı kayıtları bize vermedikleri gibi yok ettiler. Onun için bu örgütün içinde bulunup ta savcılığa gelip mahkemeye gelip bu örgüt yapısıyla ilgili bilgi verenler tüm terör örgütleri ile ilgili söylüyorum. Bizim devlet olarak bilmediğimiz o tarihe kadar diğer etkin pişmanlıktan yararlanan kişilerin verdikleri bilgilerin ötesinde bu yapıyla ilgili bilgi verenler. Örneğin buradaki imamını söyleyenler bilmediğimiz, toplanan paraların nereye gönderildiğini söyleyenler. Buradaki toplantıları yapanları, buradaki örgütü oluşturanları bizim bilmediğimiz isimleri verenleri, bunları tek tek söylüyor ise sadece bir kişinin sözüyle de değil birkaç kişinin verdiği bilgileri birbiriyle teyit etmek suretiyle doğruluğuna kanaat oluşması suretiyle yargı bunu tekrar değerlendiriyor. Sen bunları bana söyledin sen devletine yardımcı oldun seni serbest bırakıyorum. Ancak bu serbest bırakma yargılamanın bitmesi beraat anlamına gelmiyor. Bu serbest bırakma yargılamanın devam ettiği anlamına geliyor etkin pişmanlıktan yararlanma budur.
Asıl yargılama süreci başlandığında o kişi hakkında iddianame hazırlanıp mahkemeye dava açılıp ve mahkemenin iddianameyi kabul etmesinden sonra başlayacak olan yargılama sürecinde verdiği bilgiler başkaları tarafından daha ötesinde bilgi varsa ve sakladığı anlaşılırsa etkin pişmanlıktan faydalanma durumu ortadan kalkıyor. Katıldığı toplantıların tamamını söylememişse, Yargının sorduğu ilk olarak şudur bu örgütle ilgili her şeyi anlatacaksın. Tamamını anlatmamışsa mahkeme safhasında diğer şahitler bunun ötesinde farklı şeyleri söylüyorsa işin şekli değişiyor. O zaman olacak olan şey şudur senin verdiğin bilgi yetersizdir. Etkin pişmanlıktan faydalanma hakkın bitiyor geri kalan cezanı çekeceksin. Yok senin bilgiler yeterli ise ama az miktarda ise senin cezanla ilgili az indirime gidiyoruz diyebilir. Yada verdiği bilgiler yeterli ve örgütün çökertilmesini sağlıyorsa sen öncülük yaptın beraat ediyorsun diyebilir.
Bunu neden söyledim dün sanayi esnafını ziyaret ederken sordular. Burdur sanayisine gittiğimde dedikleri şuydu, Sayın Valim siz bu mücadeleyi yapıyoruz diyorsunuz, ben ilk günden beri bu mücadelenin çelik bir şekilde uygulanması taraftarıyım. Ben 15 Temmuz öncesi de bu örgütle mücadele eden Valilerin başındayım bunu şerefle yaptım, yaptığım içinde şeref duyuyorum.
Ama siz böyle söylüyorsunuz buradaki ele başları dışarda dolaşıyor. Bunları mahkemeye gönderdik bunlar geri geldiler burada bir yanlışlık var dediler. Bazıları da para karşılığı bunları salıyorlar dediler. Bunları yayan bazı çevreler toplum içerisinde yargılamaları sulandırmaya çalışıyorlar. Yargı mensuplarını lekelemeye çalışıyorlar. Dedim ki siz hiç merak etmeyin bir yetimin dahi hakkı olsa onun hesabını soracağız.
Nasıl Hz Ömer “fırat kenarında bir kurt aşırırsa bir koyunu, korkarım adli ilahi gelirde sorar Ömer’den onu”. Cumhurbaşkanımız her Valiler toplantısında hatırlatıyor bize bunu. Biz bu şuurla bu inançla bu görevi yapmaya çalışıyoruz. Dedim ki siz hiç merak etmeyin onlar etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest kaldılar. Biraz önce de ifade ettim yargılama bitmedi ama bunlar dışarıya çıkıp bu örgütle hiç bağımız olmadığı için serbest kaldık diyorlar. Siz onların hainliklerini bizden daha iyi biliyorsunuz. Onların bu örgütle bağlantısını daha iyi biliyorsunuz. Bunu kamunun vicdanına bırakıyorum. Hesabını herkes tek tek verecek. Burda veremeyen ilahi adaletin önünde verecek. Ondan kaçış kurutuluş yok. Onun için dedim ki ilk günden itibaren meydanlarda dediğim şudur. Meydanlarda ayran dağıtmakla helva dağıtmakla kendinizi kurtaramazsınız gelin adalete teslim olun bildiklerinizi duyduklarınızı gördüklerinizi anlatın pişmanlığı duyun devlete sığının devlet size gereğini yapacak merak etmeyin.
Ama yapmayan hainler var. hala var etkin pişmanlıktan istifade edip tekrar tutuklananlar var. Dün kanun hükmünde kararnameyle atılan müdürlerde vardı. Bunları merak etmeyin hepsi tek tek hesap verecek. Bunu yapmak şehitlerimizin hatırasına saygı gereği bu milletinin boynunun borcudur.
Burada yargıyı ve bu süreci özellikle adaleti, güveni sarsmaya çalışıyorlar, adaleti istismar etmeye çalışıyorlar darbe girişimi tiyatrodur diyenlere söylüyorum. Mahkemelere gidin konuştuklarına bakın asıl tiyatroyu orada göreceksiniz.
Bu darbe girişiminde bulunan destekleyen kim varsa askeriye ve emniyet teşkilatı da dahil olmak üzere çoğu atıldı. 120 bin civarında atılan var daha hale soruşturması devam edenler var ilimiz de de süreç devam ediyor. OHAL sadece bunlarla ilgili uygulandı. Bunun dışında hiçbir vatandaşımıza uygulanmadı. Onun içinde OHAL’den neden rahatsız oluyorlar onu da anlamadım. Bu yetkiyi kullanacak olan birisi benim ben bu yetkiyi bugüne kadar kullanmadım. Ülkemizin hiçbir yerinde de kullanılmadı. Çünkü OHAL terör örgütüyle etkin bir mücadele bu kanunla yapılıyor. Eğer OHAL olmasaydı bu örgütün mal varlığına el koyamazdık. Mahkemelerle bunların el konulması yılları alacaktı kamudan ihraçları yapamazdık. Biraz önce söyledim 70 / 80 kişi düşündüğümüz örgütü bu kadar ayrıntılı ortaya çıkaramazdık. Onun için OHAL milletin bekası için uygulanıyor terörle mücadele için uygulanıyor teröristler için uygulanıyor. Uygulanmaya da devam edecek.
Ben sözlerime burada son veriyorum saat 2'de Burdur’da olmam gerekiyor du Cumhurbaşkanımızın konuşmasını dinleyeceğiz, Ben hepinize katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.
Allah milletimize bir daha 15 Temmuz gibi kara geceleri yaşatmasın hepinizi saygıyla selamlıyorum diyerek konuşmasını tamamladı.